BUGÜNLERİ de mi görecektik, türküyü başlığa aldığımız günleri.
Maraş Times Yayın Yönetmenimiz Yener Bey ile ortak noktalarımızdan biri de "halk dili ve edebiyatı."
İlgiyle takip ediyorum, üstadın yazısının sonunda hangi türküyü mırıldanacağını. Bazen anlamadığım yerleri çif çif okuyorum.
Suç mu, ayıp mı, günah mı?
Hepimiz beşeriz/ insanız.
"İyi de arkadaş beşer kelimesinin insana tekabül ettiğini biliyoruz niye araya kesik atıp insanız diyorsun?" diyen olabilir.
Çünkü yazıyı peygamberlere veya yaratıcıya yazmıyorum.
Tıklayan, merak eden, okuyan insanlara yazıyorum.
Sokakta yürüdüğümde ya da telefonu elime alıp uygulamalarıma girdiğimde insanlar doğrudan iletiyor, şikayet veya beklentilerini;
"Çok güzel yazıyorsun ama bazı yerlerini anlamıyoruz."
"Çok da uzun yazma, ben birkaç cümle okuyup sıkılıp bırakıyorum."
"Hocam sen çok güzel yerlerde yazmalısın, ulusal yazarlara taş çıkarırsın."
Gibi öven de var, söven de.
O yüzden, herkesin anlayabileceği kelimelerle yazmaya çalışıyorum.
Ne kadar yazıyorum?
Potansiyelim kadar.
Kendim kadar yani.
BEN TANRIYI TANIMLAMIYORUM
YAZMAK, içerik üretmek, tarım ürünü üretmek, hizmet üretmek için potansiyelimi optimum verimlilikte kullanmaya gayret ve niyet ediyorum.
Bununda dönüşünü, piyasa ya da hayatın akışındaki yerim veya rollerimle alıyorum.
Pazar günü Kahramanmaraş “Bertiz Boyalı güreşleri”nin 28.'si, Dulkadiroğlu Belediyemizin himayesinde gerçekleştirildi.
Genel olarak iyi bir not ile geçti.
Dulkadiroğlu Belediyesinin yeni yönetiminde Bertiz kökenli isimler öne çıktığı için, "şöyle şöyle artıları, böyle eksileri/ eksikleri vardı." şeklinde değerlendirme, eleştiri, yorum yaptığımda pek çok arkadaşım yadırgadı.
"Biz böyle yaparsak"
"Kooperatif üyesi de eleştirirmi."
"İstemezükçülere meydan veriyorsun."
Bu minval üzere çoook eleştiri aldım.
Öncelikle, Dulkadiroğlu Belediyesi yönetimindeki insanlar ehil insanlar. Hemen hemen her süreci yönetebileceklerine eminim.
“Yönetebilmek” deyince insanlar/ ya da kendi yakınlarım "kusursuz iş çıkaracak takım" olarak algılıyor.
Öyle bir dünya yok.
Ben Tanrıyı tamımlamıyorum tanımlamıyorum.
Alttarafı beşer. Artıları ya da eksileriyle değerlendirme yapıyorum.
"Sen yapma/ sen bari yapma"
Yaparım arkadaşlar.
Benim üç günlük dünya için dünya görüşüm böyle.
Adım Cafer soyadım Kaya.
Bu dünyaya, yakın tarihimizde bir siyasi partinin aradığı gibi, "Düşük profilli biri" olmaya gelmedim. İsmimi taşımaya geldim.
Dulkadiroğlu Belediyesi ile hiçbir fiziki bağım yok.
Sadece yeni yönetimin projesi olan "Dulkadiroğlu İşletme Kooperatifi”nde kurucu üyeyim.
Maraş Times'da köşe yazarı, Köyümüzün Sesi Olalım'da sayfa yöneticisiyim.
Kemallı'da bağcı, Engizek Dağı'nda arıcı, sandıkta seçmenim.
FARKLI ROLLERİM, FARKLI SORUMLULUKLARIM
YANİ toplumda farklı farklı rollerim, farklı sorumluluklarım var.
Enes'in dayısı olmam, Hüseyin'in amcası olmama engel değil.
Yazarım, çizerim ve içerisindeysem, beğenmediğime/ katılmadığıma şerh düşerim.
Bertizli olarak, ezik, çizik, büzük insanlar değiliz ki, susalım, korkalım, tereddüt edelim, endişe edelim.
O nedenle, mesajlarım yakın çevreme;
Rahat olun, ben ne yaptığımı biliyorum.
Fatih Yıldız başkan da emin olun, bu ilçeyi insanlar arasında en iyi yönetecek insandır.
Mükemmellik veya tanrı beklemiyorum. Eldeki kağıtların en güzelini oynamak yeterli.