ŞAHİT olduklarımı,

Güvenilir kaynaklardan veya yaşayanlardan, şahitlerden dinlediklerimi en güzel şekilde anlatayım ki, herkes bilsin.

Hariçten gazel okuyanlar daha iyisini yapmayacaklarsa, boş konuşup boş yazmasınlar.

Dün 21 eylüldü.

Bertiz Boyalı şalvar güreşlerinin 29.su Dulkadiroğlu Belediyesi'nin himayesinde düzenlendi.

Yeni nesil güreşler, organize olarak ilkin 1988’de yapıldı.

Tabi o zaman kurumsal himayeler olmadığı için, “Güreş ağalığı" modelini yeniden ihya etmiş Boyalı hemşerilerimiz.

O zamanlar genç bir delikanlı olan Bekir Eryılmaz abimiz, ilk iki yıl güreş ağalığını almış.

Boyalı muhtarımız Eyüp Çavdar, kronolojik olmasa da güreş ağalarımızı tek tek anlattı. Yazılı kayıt tutmadığım için, isimleri unuttum. Hata benim günah benim suç benim.

FİTİLİ İLK ATEŞLEYEN

BİR işe ilk önayak olanlar, "unutulmaz" olduğu için, Bekir Eryılmaz abi, fitili ateşleyen ağa olduğu için unutulmuyor.

Üstelik o yıllarda henüz 27-28 yaşlarında dinamik bir delikanlı. Anavatan Partisi'nin en parlak yıllarında siyasete de soyunuyor.

O zamanlar, Bertiz yolları çok daha ilkel. Üç beş saat sürüyor Bertiz Boyalı’ya ulaşmak.

Protokol de dahil, tüm misafirler yatılı kalıyor. Tüm Boyalı halkı taşın altına elini koyup, beşer onar misafir ediyorlar misafirleri.

Şimdi artık, Yedikuyular yolundan bir saat bile sürmüyor güreş sahasına varmak.

Tabi himayeler de Kurumsallaştı. Daha nitelikli hale geldi güreş organizasyonu.

TEŞEKKÜRLER

NECATİ Okay başkanımıza da teşekkürü borç biliriz. “Bana ne Bertiz’den" demedi görev süresi boyunca. Hemen hemen her yıl omuz verdi, aksaklıkları bertaraf etti.

Fatih Mehmet Erkoç başkanımız özellikle ulaşımda büyük yatırımlar yaptı bölgeye.

O yüzden, sivil olarak bile sahaya girdiği yıllarda, Bertiz halkından dakikalarca ayakta alkış aldı, ıslıklarla karşılandı.

Fahri Yaşar abimiz, iş adamı olarak "Güreş ağalığı" geleneğini güncel olarak omuzladı, kurumların yanı sıra himayelere maddi desteklerini esirgemedi.

Mehmet Akpınar başkanımız, güreşlerden önce kaç defa çalışmaları yerinde inceledi, her hazırlığı bizzat takip etti.

Sabahın sekizinde sahaya vardığımda, Protokol tribününde organizasyonu bizzat yönetiyordu ve ekiplerinin başındaydı.

Ve Mehmet başkanımız çok şanslıydı.

Yaklaşık son on yıla damgasını vuran iki Bertizli isim yanındaydı.

Başkan yardımcısı sayın Fatih Yıldız başkanımız ve Kültür işleri müdürümüz sayın Erdoğan Eryılmaz hocamız.

Aksiyon deyince, organizasyon deyince bu iki ismin hakkı ödenmez.

Bir ara mikrofonu Fatih başkanımıza uzattım, bu izdihama rağmen, organizasyon tıkır tıkır işleyince gözlerinin içi gülüyordu.

HSKTR KANKA DEDİM İÇİMDEN

BİR kankam yeterince tanımadığı için Fatih başkanı, Fatih kesesini doldurup, borçlarını kapatınca (!) diye aklı sıra akıl veriyor bana.

Hsktr kanka! dedim içimden. “Bugün not al Fatih başkanın mal varlığını, görev süresi bitince tekrar bakalım, ya senin yüzün kızaracak iftira attığın için, ya senin"

Fatih başkan babaya muhtaç evladının derdini sineye çekip, bu şehir için 24 saatin 20 saatini çalışıyorsa, bana kanka deyipte, Fatih başkana dil uzatana, iddiasını ispatlayamıyorsa, hukuk kaideleri gereği hok yemek düşer de,

Bertiz'liyiz. Çok da sert çıkmayız eşe dosta. Zamanla farkına varırlar ama, boşa yerel enerjimizi didişmeye harcadığımızla kalırız.

GECESİ GÜNDÜZÜ OLMAYANLAR

BİZ didişirken, Güneydoğumuzda Fatma hanım, biberimizi ve dondurmamızı bile elimizden alır.

Sır Issac Newton'un dediği gibi,

"Bana yeteri büyüklükte bir kaldıraç getirin, dünyayı yerinden oynatayım" diyor.

Benim hayalim de şu,

Fırat başkan ya da Erkoç başkan gibi bir başkanın yanına,

Erdoğan Eryılmaz gibi, Fatih Yıldız gibi gecesi gündüzü olmayan üç beş vekil bulalım,

Bakalım Antep mi yaman Maraş mı!

Yoksa tek başına Fırat başkan ya da kim olursa olsun, yeldeğirmenleriyle savaşan şövalyeden öteye gidemez.

Ağaç dalıyla gürler.

Yalnız taş duvar olmaz.

Bunları atalarımız oturma organlarından uydurmadı.