KENTİN siyasi kulisleri başta olmak üzere değişik kesimlerinde “3 Mayıs” fırtınası dinmek bilmiyor!

Herkes birbirine anlatıyor ya da soruyor:

- 3 Mayıs gecesinde ne olduğundan haberin var mı?

- 3 Mayıs gecesinde belki de ulusal basının hem de sürmanşetine çıkacak bir olay olmuş bu doğru mu?

- 3 Mayıs gece Adana’dan Kahramanmaraş’a seyir halinde olan otomobil polis tarafından neden yakalandı ve tutuldu?

- 3 Mayıs gecesini siyasetin Ankara cenahı duysa sonuç ne olur?

Soruların bini bir para olmuş havada uçuşuyor.

Bizim duyduğumuz ve öğrendiğimiz kadarıyla konunun kahramanlarının birisi siyasetin zirvelerinde yer alan bir isim, diğeri de kentte önemli konumda olan birisi…

Konu kentte çok konuşuluyor ve her anlatanda değişik şeyler anlatıyor.

Bu söylentilere olayın kahramanları çıkıp cevap vermezse, bu daha çok su götürecek bir konu halini alacak gibi görünüyor!

Buna yani bu söylentilere son vermesi gereken kişi, 3 Mayıs gecesi polis tarafından otomobili bağlanan kişi ve o otomobilin içinde bulunan o siyasetçidir…

DOST KAPISINI ÇALMAKTAN GEÇER BAYRAM!

KURBAN Bayramı, dini bir bayramdır. Kardeşliği, kutsal paylaşımı yaşamanın; yoksulları hatırlayıp onlara yardım eli uzatmanın bayramıdır.

Bayramlarımız artık ellerimizden kayıp gidiyor. Her bayramda evde yatmayı tercih ediyoruz ya da evden kaçmayı! En yakınımızda ki bir dostun kapısını bile çalmaktan aciz hale geldik.

Yine de Bayramımızı elimizden geldiği kadar bayram gibi yaşamaya özen gösterelim.

İnsan olduğunu hatırlayanlara ne mutlu! Bayramınız bayram olsun dostlar…

BASIN TARAFSIZ MI OLMALIDIR?

TARAFSIZLIK diye bir kavram dünyanın hiçbir yerinde yoktur, böyle saçma bir kavram da zaten olamaz!

Maraş Times’in adının yazılı olduğu logonun altında da 2004’ten beri “taraflı, güncel yayın organı” diye yazar.

Neticede gazeteleri üreten insandır ve onun da kendine göre doğruları vardır.

Bunları niye yazdım?

Ak Parti’nin İl Genel Meclisi Üyesi ve aynı zamanda Baro Başkanı olan ve özellikle belirtmeliyim ki benim de sevdiğim bir insan olan Avukat Metin Doğan, Manşet Gazetesine bir demeç vermiş ve yerel basını yerden yere vurmuş.

Doğan, Baro seçimleri sürecinde bazı basın organlarının haber portallarında anket yaptıklarını ve bazı gazetecilerin de haber ve köşe yazılarında yorumlar yaparak taraf olduklarını buyurmuş.

Doğan devam ediyor ve “Seçim süreci çok zorlu ve çetrefilli oldu. Geçmiş seçimlerle kıyaslanamayacak kadar dış müdahaleler olduğu, baro dışı avukat olmayan birçok insanın müdahil olduğu olumlu ya da olumsuz katkıda bulunmaya çalıştığı bir seçim yaşandı.” diyor.

Yani çok sevgili dostumuz Metin Doğan’a göre Baro seçimleri Kahramanmaraş’ta yaşayan diğer insanların hiç birisini ilgilendirmiyor! Böyle bir eleştiriyi özellikle bir hukukçunun dillendirmesi doğrusu çok garibime gitti.

Kentin insanları elbette o seçimde oy kullanmıyor ama bilinmelidir ki, Baro gibi saygın bir kurumun seçimi sadece avukatları değil, kentin bütününü ilgilendirir ve herkes hür bir şekilde fikrini beyan edip taraf tutabilir, kendine göre de yorumlar yapabilir.

Metin Bey devamla şunları arz-ı endam buyuruyor: “Seçim sürecinde bir kısım yerel medya, çeşitli kampanyalar ve anketlerle seçimi yönlendirmeye çalıştı, ancak bunda da başarı olunamadı. Seçim sonuçları ile gayet iyi görünmektedir. Bizim medyamızda ne yazık ki toplum mühendisliği hastalığı babıali’den ta Kahramanmaraş’a Kıbrıs Meydanına kadar uzanıyor.”

İnanın bir avukattan bunları duymak beni şaşkına çeviriyor.

Sayın Doğan aslında hiçbir gazeteci arkadaşımın toplum mühendisliği falan yaptığı yok ama işin aslında bakacak olursak, toplum mühendisliği kurumu öyle sizin ifade buyurduğunuz gibi kötü bir şey de değil zira dünyanın en gelişmiş ülkelerinin en çok kullandığı bir metoddur.

Bir de şu soruların yanıtını sizden almak isterim

Sizin Baro seçiminize bağlı olduğunuz siyasi kurum hiç müdahil olmadı mı? Mesela Ak Parti teşkilatından avukat olmayan arkadaşlarınız bu seçime hiç karışmadılar mı?

Yani mesleğiniz dışından seçime müdahil olanlar sizi destekleyince iyi, rakibinizi destekleyince mi tu kaka mı oluyor?

Sayın Doğan, avukatlar dışında bu seçimin kimseyi ilgilendirmemesi gerektiği mealinde sarfettiğiniz sözleriniz gerçekten çok garip!

Siz şu anda Baro Başkanı olarak kentin her türlü meselelerinin konuşulduğu platformlarda da söz sahibisiniz ve doğru olanı da budur. Bu memleketin Baro dışındaki meselelerini de pek tabi konuşacaksınız. Biz hiçbir zaman size “kardeşim sen sadece hukuk konuş” demeyiz.

Sevgili Metin Doğan kardeşim, sözlerinin sonunda bir de tarafsızlık dersi vermişsin ya pes doğrusu!

Bizim arkadaşlarımızın bu dersi alabilmeleri için önce sizin Ak Parti üyeliğinden ve Ak Partili İl genel Meclisi Üyeliğinden istifa etmeniz gerekiyor! Ki, ancak o zaman tarafsız olabilirsiniz. Çünkü şu anda sıkı sıkı bir siyasi partiye bağlı durumdasınız! Yani tarafsınız!