BİLİYORSUNUZ geçen milletvekili seçimlerinde Ak Parti İl Başkanı Fatih Erkoç’un il başkanlığından istifa edip milletvekili aday adayı olup olmayacağı aylarca tartışılmıştı.

Bu polemiğe elbette biraz da kendisi yol açmıştı çünkü “karar” konusunda en yakınındakiler dahil hiç kimseye ser verip sır vermiyordu.

Yani o günlerde Erkoç’un adaylığı tam bir muammaydı…

Mahir Ünal, Yıldırım Ramazanoğlu ve Yener AtlıO ışığı mı alamadı yoksa riske mi girmek istemedi bilemeyiz, neticede istifa etmedi seçimlere de il başkanı olarak girdi.

İstifa etmeyince polemik bitti mi?

Aksine daha da şiddetlendi. Kimisi “genel merkezden o ışığı alamayınca sonu görünmeyen tünele girme riskini göze alamadı” dedi, bir başkası başka şey dedi ama o hep sustu…

Ancak bizim şahsi görüşümüz, partinin kuruluşundan bu yana aktif görevlerde bulunan ve genel merkezle ilişkileri her zaman sıcak tutan bir il başkanı istifa etseydi, her şeyden önce Başbakan Erdoğan onu açıkta bırakmaz, listeye kesin girdirirdi.

Ama Erkoç o riski göze alamadı!

Şimdi yine dejavu yaşıyoruz.

Önümüzde bir yerel genel seçim var ve Erkoç’un büyükşehir belediye başkanlığı’na aday olmak için istifayı göze alıp alamayacağı yine konuşuluyor.

Geçen seçimler öncesinde olduğu gibi yine Erkoç ser verip sır vermiyor. Kesinlikle Mustafa Poyraz’ın koltuğuna oturmak istiyor ama “genel merkez ya aday yapmazsa” sıkıntısı yine nüksetmiş durumda.

BU KEZ AHBAP ÇAVUŞ İLİŞKİSİ SÖKMEZ!

GEÇEN hafta birkaç günü Başkent kulislerinde geçirdik.

Aslına bakarsanız bizce bugün için Büyükşehir koltuğuna kimin oturacağı konusunu milletvekilleri de dahil hiç kimse bilmiyor.

Herkes fikrini beyan edecek ancak son sözü Başbakan Erdoğan söyleyecek.

Fakat bu yerel genel seçim, önceki seçimlerin hiç birisine benzemiyor.

Bu seçimin hemen ardından bir de Cumhurbaşkanlığı seçimi gelecek. Ak Parti, bu seçimde aday belirlerken, önceki dönemlerde olduğu gibi ahbap çavuş ilişkileriyle, anket oyunlarıyla, değiştirilen müfettiş tutanaklarıyla hareket etme lüksüne hiç sahip değil! Dahası, bu seçimlerde hiçbir işadamı artık “Ben Başbakanın yakın arkadaşıyım” blöfünü yapamayacak, bu numaraları kimseye de yutturamayacak!

Zira eğer Ak Parti bu seçimde yüzde 45’in altına düşerse, bilinmelidir ki Cumhurbaşkanlığı seçimini de kaybeder!

Bu kadar net söylüyor ve yineliyorum: “Ak Parti yüzde 45’in altına düşerse Cumhurbaşkanlığı seçimini de kaybeder!”

Bu nedenledir ki, Ak Parti Genel Merkezi özellikle büyükşehirlerde ince eleyip sık dokuyacak, “şu şunun adamı” ya da “bu bunun adamı” kıstasları ile değil, oyunu arttıracak adayı ve liyakati ön planda tutarak aday belirleyecektir.

Yapılacak bağımsız anketler, görüşülecek kanaat önderleri ve STK’lar, en büyük belirleyici unsur olacaktır.

Ak Parti İl Başkanı Fatih Erkoç konusuna tekrar dönecek olursak…

Adaylık kararı ne olur bugünden yarını elbette bilemeyiz ancak unutulmamalıdır ki, siyaset risk alma sanatıdır.

Eğer Erkoç risk alıp istifa etmezse, zaten iki yıl kalan genel seçimlerde banko seçilecek bir sıradan milletvekili olur ancak bu seçimde istifa ederse eline büyükşehir’in geçmesi kesin olmasa da ilçe belediyelerinden birine banko başkan olur.

İlçe Belediye Başkanlığı verilirse bu durumda Erkoç, hem başkanlığı hem de vekilliği garantilemiş olarak bir taşla iki kuş vurmuş olur.

Erkoç’un bizzat kendisine bir notla nokta koyalım yazımıza: “Bakalım yazdıklarımız mı çıkacak, yoksa Fehmi Koru gibi yazdığımızın tam tersi mi çıkacak…”

Bekleyelim, görelim…