Sanatı sanat için mi, sanatı Allah için mi seviyorum bilemem.
Galatasaray taraftarı birine, lacivert araba sevdirmek, bedenine sahip olup ruhuna hançer sokmaya benzer.
İş bu sebepten, sanatın bir mantığı yok be Rüveyda.
"Reseptörlerim sana açık, vız gelir ozon bana"
Milyonlarca reseptör, neye açık, niye açık ne bileyim be gülüm.
Kimimiz balık tutmayı, kimimiz balık sunmayı severiz.
“Harflerin harp düzeni alması mısralarda" senin benim ilgi alanımız.
Ulusal kanalların açık oturum programlarında oturup, oturma organıyla ahkam kesen insan yeni icad olmadı.
Öncesine dair elimizde maddi delil yok.
GÖBEKLİ TEPE'den berisini biliyoruz.
“Şuraya bir mabed yapalım" "Taşları buraya şu şekil dizelim/ koyalım", "Tanrılara şunları sunalım"
"Sanatı sanat için mi yapalım" "Sanatı tanrıya sunalım öbür tarafa bir faydası olsun (sanat Allah içindir)" Sanatı toplum için yapalım, bu tarafa bir faydası olsun"
Neşet baba çıkmış sağolsun, alayına vermiş ayarı!
"SAN'A NE LA!”
Sana ne be arkadaş!
Bırak, sen sarıyı seviyorsan ben laciverti seveyim.
Herkes ceviz üretirse, soğanı neyle keseyim.
RÜVEYDA!
Sana bu mektubu evimin balkonundan yazacaktım.
Sağ elimi koyacaktım tam yüreğimin üstüne,
Çankaya Yokuşu'nda söylediğimiz marşı dinleyecektim Ahmet amcadan;
"Hadi sen git işine de herkes kendi işine,
Dağlarımda zulüm var lo düşemem yar peşine."
Adama kalkıp terörist merörist derler.
Sen olmadığımı,
"Bil yeter"
"Feryad eden kalbimi biraz olsun duy yeter."
Kimden ve nerden seviyorsan ordan gel.
Bir Harub'la Marub, bir de biz dinleyelim;
“Sev yeter" desin birisi.
Harfler harp düzeni alsın mısralarda. Biz de dinleyelim.
Sezai abim merhum,
"Beni bir azizin nefesi uçurur.
İçimde Allah'ın korkusu durur.
Cici ayakların iplikle bağlı,
Ben onun sılası kendimin gurbetiyim.
Sineklerin kanadını ısıtan bir güneş, toprağı yarıp çıkacak,
Kadınlar sansa da yaşadığını,
Şarkısız kaldıkça yaşamayacak"
Demişti Mona Roza’ya.
Nurullah abim de sanırım,
Üstada bir atıf yapmış,
Belki bilerek, belki etkisiyle,
"Aranılan aziz ben de değilim" dercesine.
"Ben bir aziz değilim & Rüveyda"
Neşet baba ne düz bir adamdı rahmetli.
Aha yaşasa,
"Sen değilsen, ben da'lsem,"
"KİM BU AZİZ LA!"
Demez miydi.