Resmi kurumlar, muhtarlar ve belki bizler de seçim atmosferindeyiz.

Muhtarlar mahalle ve köylerine seçim döneminde en fazla hizmeti alırlar. Bu bir gerçek.

Ancak toplumsal açlığımız o kadar ileri gitmiş ki; anlamak çok zor…

Bir yer de gördüğüm olay çok ilginçti. Asfalt üzerine kilitli parke döşeniyor…

Hangi şehir, hangi ilçe, hangi köy, hangi mahalle, hangi sokak olursa olsun…

Biz neden bu kadar coşkunuz?

Ne yapmaya çalışıyoruz?

Asfalt üzerine kilitli parke moda diye mi döşenir?

İsteyen de akıl yok anladık. Ama ya yapımına onay verenler?

Halen vekil konumunda olan Sayın; Milletvekilleri, aday konumunda olan sevgili dostlar; oy için bazı şeyler yapılır mutlaka. Ama israf da haram değil mi?

Biz bu kadar mı uçuk bir toplum olduk?

Biz petrol ülkesi değiliz.

Biz gelişmiş bir ülke değiliz.

Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz…

Ama böyle gidersek; ne hale geleceğimizi çok merak ediyorum…

O bölgeye farklı bir hizmet önerilmeli, illa ki bir iş yapılacaksa…

Seçim yatırımları mutlaka olacak. Bu bizim dini bayramlarımız gibi oldu artık.

Adı üstünde “seçim ekonomisi” diyoruz artık.

Seçim zamanı her şey yapılmalı mı?

Makul talepler mutlaka karşılanmalı. Çünkü vatandaş “vekil Ankara’ya gitmeden” bölgesine ne yaptırsa kar sayıyor…

Bu bir unutulma korkusu ise; vatandaş da haklı. O halde vekiller ve adaylar da bölgelerini unutmasınlar. Tıpkı; çocuğunu, eşini, maaş gününü unutmayacağı gibi…

Seçim dönemini kullanan tüm vatandaşlarımız bence; hafızası güçlü, bölgesini unutmayacak insanlar seçmeli…

Makam koltuğunu o müthiş sözdeki gibi “başının üstünde değil ayakları altında taşıyacak” vekiller seçmeli…

Biz ne zaman “israf haram” sözünü hatırlarsak olay çözülecektir dostlarım…