Maraş Times yazarı Yıldırım Üzümcüoğlu yazıyor BİR MARAŞLI HİKÂYESİ… (Üçüncü Kısım)

Bir gün “Bizim Maraşlı”nın çok yakından tanıdığı ve “amca” dediği eski bir Milletvekili, ona bir iş müjdesi verir.

“Git filanca iş adamı seni bekliyor” der.

Maraşlı canını kapar ve koşar filanca Maraşlıya.

Çok güzel bir sohbet ile her konuda anlaşırlar. Ardından kalkacakken “Bizim Maraşlı”, filanca Maraşlıya özgeçmişini sunar. O an’a kadar soyadı bilinmeyen “Bizim Maraşlı”nın soyadı kağıtta yazılıdır. Filanca Maraşlı soyadı görünce, ticari rakip gördüğü adamın kardeşi olan “Bizim Maraşlı”ya önceki ses tonunu terk ederek “gidin kardeşiniz iş versin size” der…

Ne kadar ağır imtihan iki taraf içinde…

Birisi ekmeğinden olmuştur. Aile fertlerini değiştirme şansı yoktur.

Diğeri ise; beş parmağı bir tutmuştur…

Oysa imtihan hakikaten ağırdır.

“Bizim Maraşlı” “şu an buradaysam, sizin firmanızda gerekirse; idareci olacağıma şoför olayım” der.

Çünkü iş’e ihtiyacı vardır. Bu sözleri söylerken bile buğuludur gözler…

Şimdi imtihan iki Maraşlı içinde çok daha ağırlaşmıştır…

Lakin bu hamle de fayda etmez; muktedir olan filanca Maraşlıya…

“Bizim Maraşlı” umutla, hafif bir neşe ile girdiği dev gibi tesisin kapısından yıkık bir halde ayrılır.

Yürürken şu dua gözyaşlarının derin sularında beyninde akmaktadır.

“Allah’ım bana öyle bir güç ver. Şu an muktedir olan bu insanın işi bana düşsün. Ama o an, bana o güç ile birlikte, öyle bir hidayet nasip et ki; onun ihtiyacını gidereyim. Yardım edeyim. Bu intikamı benden esirgeme, ben hata ve yanlışlarımdan pişmanım” der…

Güç hiç kimseye baki değil… Malik-el Mülk olan Allah…

Zenginlik ve Güzellik taşınması çok zor emanetler…

Haddini bilenlere “bu iş yeri/ev/araba senin mi?” dediğiniz de, samimiyetle “emanetçiyim/ kiracıyım” cevabını duyunca, siz de mutlu oluyor musunuz?

Allah haddini bilenlerin yar ve yardımcısı olsun.

Allah haddini bilmeyen insanlara hidayet nasip etsin…

(Dördüncü ve son bölümde görüşmek üzere)