Kahramanmaraş eski milletvekili Ökkeş Şendiller’in avukatı Ural Gündoğdu tarafından yapılan yazılı açıklamada; 'iddianameye de taşınan böyle bir itirafın olmadığı' vurgulanarak şöyle denildi: “Bugün Vatan gazetesinde müvekkilimi hedef alan tamamen uydurma, POL-DER'li polislerce tertiplenmiş bir rapor yeniymiş gibi yayınlanmıştır. TBMM Darbeler Araştırma Komisyonu'ndan alındığı iddia edilen haber Kahramanmaraş Olaylarının sebebi olarak gösterilen Çiçek sinemasına patlayıcı madde atılması ile ilgili olarak müvekkilimin itirafta bulunduğu iddia edilerek olayı güncelmiş gibi verilmiştir. Oysa bu tertip 32 önce Maraş davası iddianamesine taşınmış, ancak böyle bir itirafın olmadığı ve esas faillerin tespiti de dikkate alınarak Adana Sıkıyönetim 1 no’lu As.Mah. 08.08.1980/520 sayılı kararı ile müvekkilim ve dosyada adı geçen bütün arkadaşları beraat etmişler ve karar 1983 tarihinde As. Yargıtay tarafından onanmıştır. Bu saçma iddianın maksatlı olarak gündeme taşındığı açıktır. Bu gibi konuları rapor diye takdim eden kurumlar en son hukuki durumu dikkate alarak hareket etmek zorundalar. Benzer bir durum 12 Eylül mahkemesine MİT tarafından gönderilen raporda da gündeme gelmiştir. Bu gibi kasıtlı davranış gösterdiğine ve görevi kötüye kullandığına inandığımız MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü hakkında yasal işlem başlatacağız. Oysa aynı TBMM komisyon raporunun, aynı sayfasında aynı olaylarla ilgili olarak aşağıdaki iddialar mevcuttur. Adı geçen gazete bilinçli olarak Marksist örgütler konusunda kör ve sağır davranmaktadır. Kamuoyumuza saygı ile duyururuz. Av. Ural Gündoğdu: Ökkeş Şendiller vekili.”

“Emniyet Genel Müdürlüğü arşiv kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde 1978 Kahramanmaraş Olayları olarak adlandırılan 19.12.1978 tarihinde başlayan ve 25.12.1978 tarihine kadar devam eden toplumsal olaylarla ilgili olarak;

Olaylar hakkında THKP/C- DEV SAVAŞ örgüt mensubu Muhammet Arifoğlu’nun 14.10.1981 tarihinde Sıkıyönetim görevlilerince alınan ifadesinde; Halkevlerinde kendi aralarında yaptıkları toplantılarda Kahramanmaraş kitle örgütlenmelerinin iyi durumda olduğu, MHP’nin ilde gücünün kırılmasına yönelik eylemlerin yapılmasının gerektiği, bu çerçevede Hamit Kapan isimli arkadaşının önerisi ile sağ içerikli “Güneş Ne Zaman Doğacak” filminin oynatıldığı esnada sinemanın bombalanmasının kararlaştırıldığı, olaylar hakkında THKP/C- DEV SAVAŞ örgüt mensubu Hasan Aydın’ın 14.08.1981 tarihinde Sıkıyönetim görevlilerince alınan ifadesinde; Hamit Kapan isimli şahsın kendisine Çiçek Sinemasına paket içerisinde bir bomba koyacaklarını, bombayı koyması için bu şahsın kendisine teklifte bulunduğunu, kendisinin de kabul ederek Çiçek sinemasına bombayı koyduğunu ve olaydan bir gün sonra Hamit Kapan’dan bombanın patladığını ve 6 kişinin yaralandığını öğrendiğini beyan ettiği, 21.12.1978 tarihinde saat:17.30 sıralarında görevli bulundukları Endüstri Meslek Lisesinden çıkarak evlerine gitmekte olan Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu isimli sol görüşlü öğretmenlere yapılan silahlı saldırı sonucu Hacı ÇOLAK’ın olay yerinde, Mustafa Yüzbaşıoğlu’nun kaldırıldığı Devlet hastanesinde öldüğü, Mustafa Yüzbaşıoğlu’nun ölmeden önce alınan ifadesinde; kendilerine tabancayla ateş eden şahsı görmediğini ve tanımadığını,okul öğrencilerinden olup okuldan uzaklaştırılmak üzere disiplin kuruluna verilen Mükremin Sevim, Ömer Kayış ve Hamdi Kar tarafından tertiplendiğini beyan ettiği, Olaydan dolayı yakalanan Ömer Kayış’ın tutuklandığı,

Ölüm olaylarının Cumhuriyet Savcısına anında bildirilmesine rağmen otopsilerin geç tamamlanması nedeniyle cenaze kortejinde beklenenin çok üstünde bir topluluğun biriktiği, cenaze namazının kılınmasına engel olmak için Ulu Cami önünde korteje katılan kalabalığın iki katı büyüklüğünde sağ görüşlü bir topluluğun beklediği, kortejdeki sol görüşlü toplulukla, cami önünde bekleyen sağ görüşlü topluluğun karşılaşmaması için Polis ve Jandarma güçlerinin tertibat aldığı, Korteje katılanların KATİL BULUNSUN HESAP SORULSUN, HACILAR MUSTAFALAR ÖLMEZ, KATİL TÜRKEŞ, HOŞT HOŞT KÖPEKLER MİLLET SİZDEN NE BEKLER sloganlarına karşılık sağcı topluluğun da KOMÜNİSTLERİN CENAZE NAMAZI KILINMAZ, ÖLÜRÜZ DE DÖNMEYİZ, KATİL ECEVİT KATİL POLİS, KOMÜNİST POL-DER, KANIMIZ AKSADA ZAFER İSLAMIN, KOMÜNİSTLER MOSKOVAYA şeklinde sloganlar attığı, Güvenlik güçlerince Cami önünde bekleyen sağcı gruba defalarca dağılmaları yönünde uyarılarda bulunulduğu, uyarıların dikkate alınmaması üzerine güvenlik güçlerinin zor kullanarak topluluğu dağıtmak istemesini müteakip sağ görüşlü topluluk tarafından polise ve kortejde bekleyen solcu gruba karşı saldırıların yoğunlaştığı,

Bunun üzerine 3. Piyade Taburunda bulunan birliklerin olaya müdahale ettiği, bu sırada sağcı grubun polis otosu ve polis emrinde bulunan bir başka aracı yakarak tamamen imha ettiği, topluluğun bununla yetinmeyip Alevi ve Solcu vatandaşlarımızın işyerlerinin bulunduğu caddeler üzerinde tahribe başladığı, tahrip sırasında Alevi vatandaşlarımızın oturmakta olduğu Yörükselim Mahallesi sınırlarında meydana gelen karşılıklı silahla ateş etme olayları neticesi Memili Bakıcı, Cemil Karatutlu ve Hamza Yıldız isimli sağ görüşlü şahısların hayatını kaybettiği, olayların saat: 20.00’a kadar devam ettiği, saat: 22.00 sıralarında olay yerine Gaziantep 5. Zırhlı Tugayından Mekanize bir taburun intikal ettiği,

Olaylar hakkında THKP/C- DEV SAVAŞ örgüt mensubu Muhammet Arifoğlu’nun 14.10.1981 tarihinde Sıkıyönetim görevlilerince alınan ifadesinde; Halkevlerinde kendi aralarında yaptıkları toplantılar esnasında Tahsin Kozanoğlu isimli arkadaşının TİKP mensubu Mustafa Yüzbaşıoğlu’nun örgüte ve örgütün kurucularından Hamdullah Erbil’e küfrettiği ve cezalandırılması gerektiğinin, daha önce şahsın bu tür davranışlarından dolayı dövüldüğünün ancak uslanmadığının, şahsın öldürülmesi gerektiği kararının çıktığının konuşulduğunu beyan ettiği,

23.12.1978 tarihinde saat:09.30'dan itibaren şehrin muhtelif yerlerinde büyük kalabalıkların toplandığının görülmesi üzerine saat:10.00’dan itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edildiği ve belediye hoparlörü ile halka duyurulduğu, sokağa çıkma yasağına rağmen şehrin muhtelif yerlerinde tahrip, yağma, yangın çıkarma ve öldürme olaylarının devam ettiği, büyük bir grubun Alevi vatandaşlarımızın yoğunlukta bulunduğu Yörükselim Mahallesine saldırıda bulunduğu, mahalleyi koruyan askeri birliklere rağmen saldırgan grubun Alevi ve solcu vatandaşlarımıza ait ev ve iş yerlerini ateşe verdiği ve içerisinde bulunanları öldürdükleri, bu arada polislerin evlerine karşı düzenlenen benzeri tecavüzler neticesi bazı polislerin ve bekçilerin evlerinin yakıldığı,ailelerin ise komşularının evine sığınarak canlarını koruduğu, olaylar sırasında grubun polise yönelik saldırıları üzerine polis kuvvetlerinin Vilayet binasına ve Emniyet Müdürlüğü binasına sığınmak zorunda kaldığı, Alevi vatandaşlarımızın oturmakta olduğu Yörükselim Mahallesine saldırıların yoğunlaştığının ve bu mahalle sakinlerinin topyekûn imha edileceklerinin görülmesi üzerine, mahalle sakinlerinin askeri birliklerce askeri bölgede güvenlik altına alındığı,

Yine 24.12.1978 tarihinde sağ görüşlü ve silahlı saldırganların Alevi vatandaşlarımızın oturmakta olduğu bölgede saldırıya geçtikleri ve askeri müdahale ile olabilecek bir katliamın önlendiği, 25.12.1978 tarihinde de muhtelif saatlerde yer yer silah seslerinin duyulduğu, akabinde güvenlik güçlerinin olaylara tamamen hâkim olduğu, Meydana gelen olaylar sonunda (100) ün üzerinde kişinin öldüğü ve çok sayıda şahsın yaralandığı, (917) ev ve işyeri ile kamu kuruluşları ve özel şahıslara ait araçların yakıldığı, (27) dinamit lokumu, (18) tabanca, (225) tabanca fişeği, (22) tabanca şarjörü, (3) makineli tabanca, (329) makineli tabanca fişeği, (4) makineli tabanca şarjörü, (3) İngiliz piyade tüfeği, (7) piyade tüfeği fişeği, (244) av tüfeği, (24) Bıçak ve kama, (9) satır, (2) Balta, (2)…..”