Ülkemizi içinde bulunduğu noktadan alıp, refaha kavuşturacak bilgi ve teknolojiyi üretmedikçe, milletçe birbirimizi yemeye daha çoook devam ederiz.

Refahı sağlayacak ve para kazandıracak sektörleri sayacak olursak:

Yeni enerji, mikroelektronik, biyoteknoloji, uzay teknolojisi, robotik, foto aktif malzemeler, telekomünikasyon, kompojit malzemeler, elektronik seramikler, mühendislik plastikleri, optik elyaflar, süper iletken malzemeler, füzyon enerjisi, membran teknolojisi vb.

Bu sektörler sayesinde, kol gücüne ihtiyaç azalırken, üretim hem artıyor, hem kalite kazanıyor, hem de maliyet açısından ucuzluyor ve en önemlisi de ihracatınız artıyor.

Bu sektörlerle ilgili ARGE faaliyetinde bulunarak, elde edilecek bilgiyi günlük hayatta kullanıma sunacak çalışmalara ihtiyacımız var.

Genç nüfusumuz ile sık sık övünen siyasetçileri duymuşsunuzdur.

Geçenlerde açıklanan işsizlik rakamlarına göre, altı milyon iki yüz elli bin işsiz var.

Bu nüfusun önemli bir kısmı ise diplomalı işsizlerden oluşuyor.

Bu insanlara iş, üretim ekonomisi sayesinde bulunur.

Yıllardan beri izlenen politikalar üretim ekonomisine değil, RANT ekonomisine kapı açmıştır. Bu gidişi endişe ile izliyorum. Çünkü günün birinde sosyal patlama olmasından korkuyorum. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde geçim sıkıntısı sebebiyle cinnet geçirip eşini, çocuklarını öldürüp intihar edenlerin sayısı artmaktadır.

Refahı sağlamak için hiç vakit kaybetmeden çalışmaya başlamamız gerekirken, politize olmuş bir toplum olarak, sürekli kavga, didişme halindeyiz.

Medeni dünya da hayatta olmaz denilecek olaylar, bizde vakayı adiyeden sayılmakta her gün cereyan etmektedir.

Her türlü saçmalığa toplum öyle alışmış durumda ki, ne olursa olsun hiç bir şeyi yadırgamaz ve tepki vermez olduk.

Bu kafa ile gelişmiş dünya ülkelerinin modern sömürgesi olmaktan öteye gidemeyiz.

Milletçe aklımızı başımıza alıp, kör düğüşü yapmayı bırakmalıyız.

Siyaset sahnesinin aktörleri de akıllarını başlarına alıp, sorumluluk ve misyon bilinci ile hareket etmeliler.

Dünyada Teknoloji devrimi yaşanırken, yaşanmakta olan devrimi yüreğinde hissetmeyen taşralı politikacılar, ülkeyi geleceğe taşıyamaz.

Bugün herkesin elindeki telefona bakarak, çok değil beş yıl önceyi düşünmesini istiyorum.

Dün hayatımızda hiç olmayan teknolojiler, bugün elimizden düşmüyor ve bu ürünlere milyarlarca dolar para ödedik. Bu kafa ile gidersek ödemeye de devam edeceğiz.

Hani hep birbirimize "Eller gider ay'a, biz kalırız yaya" deriz ya, bundan sonra dememek için herkesi gerekeni yapmaya davet ediyorum.

"Ben ne yapabilirim ki?" diyenlere cevabım: Seçim üstü siyasetçileri göreve davet edin yeter.

Karşınıza çıkan âdemoğullarına yalakalık yapmaktan geri durabilirseniz tabi!

Kalın sağlıcakla.