EKONOMİ
SİYASET
SPOR
BÜYÜKŞEHİR
ONİKİŞUBAT
DULKADİROĞLU
EĞİTİM
SAĞLIK
İŞ DÜNYASI
SİVİL TOPLUM
ASAYİŞ VE GÜVENLİK
ULUSAL HABERLER
KÜLTÜR&SANAT
GÜNCEL
İLÇE HABERLERİ
SOSYAL YAŞAM
Tarih : 26 Nisan 2024 Cuma   Saat : 21:24:00
   
   13.02.2016 - 17:25:39
  HASIL-I KELAM

SIDDIK S. ALTUNBAŞ
ssaltunbas@gmail.com
UĞURSUZ DEĞİRMEN!

Sanayi alanında, başlangıcından bugüne giderek hızlanan gelişmeler, bu alanda öncülüğü kimselere kaptırmayan Batı’nın, imtiyazdan sömürgeciliğe, işgale kadar perde önünde ve arkasında her yöntemi kullanarak dünyanın geri kalan bölgelerindeki zenginlikleri kendi dünyasına taşıma açgözlülüğünün artarak devam ettirilmesini hayati zorunluluk haline getirdi. Bugün geldiğimiz noktada istesek de, isteseler de başka türlü davranamazlar, bu sarmalın içinden kısa vadede ne kendileri çıkabilir, ne de ‘av’ları olarak gördükleri bizlerin çıkmasına göz yumarlar.

Bu yüzdendir ki, sadece enerji ve diğer hammadde kaynaklarının olduğu coğrafyalar değil, kendi resmî sınırlarının dışında kalan bütün yeryüzü kesimi bir şekilde bu devletlerin tasallutu ve müdahalesi altındadır. Bu tasallutun sürekliliğini de dâhiyâne tedbirlerle yine bizlerin eliyle/vasıtasıyla sağlamaktadırlar. Bu gerçeği perdelemek için de ayrıca geliştirdikleri oyunlar vardır ve bunda da çok başarılıdırlar.

Bu uğursuz değirmenin dönmeye devam etmesi, herşeyden önce enerjiye bağlıdır. Farklı alternatifler bir süredir gündemde olsa bile halen ‘fosil yakıtlar’ önemli bir kaynağı teşkil etmektedir. Dolayısıyla bu çarkın dönmesi için enerji kaynaklarının ve temin/iletim güzergahının kontrol edilmesi sistemin efendileri nezdinde hayati önem taşımaktadır.

Öte yandan, özellikle son yüzyıl boyunca ‘değirmen’ sayısının ve kapasitelerinin yanında dönüş hızlarının günden güne artması sonucu ‘küresel ısınma’ denilen bir belâ da ölçüm aletlerinden ve gözlerden saklanamaz boyutlara ulaşmış ve dünyanın gündemine girmiştir.

Fosil yakıtların en fazla 40-50 yıllık bir rezervinin kaldığı yazılıp çizilmektedir. Her ne kadar, daha ziyade ‘küresel ısınmaya tedbir’ kisvesi ile sunulsa da elektrikli ulaşım araçları, hibrit yakıtlı araçlar, rüzgar/güneş enerjisi v.b. yeniliklerle petrol sonrası dönemin hazırlıkları devreye sokulmuş ve epeyce de mesafe alınmıştır (uzay araçları için geliştirilen daha sofistike yakıt alternatifleri ve sistemlerini şimdilik hesaba bile katmıyorum).

Hatta öyle ki, bugün öğrenci kulüpleri bile alternatif ‘temiz enerji’ ile çalışan araçlar tasarlayıp üretmekte ve bu araçlar yarışmalarda boy göstermektedir. Bu demektir ki, bugün itibariyle kurulu düzenin devamında petrol ve diğer fosil yakıtlara artık eskisi kadar ihtiyaç duyulmayabilir.

Buraya kadar okuduklarınız bilinmeyen şeyler değil. Üzerinde düşünülmesi gereken asıl husus bence şudur:

Hal böyleyken yoğun enerji tüketmeye endeksli yapıların/şirketlerin ve onların arkasında yer alan devletlerin, hâlâ hiç hız kesmeden fosil yakıtlara evsahipliği yapan coğrafyaları vahşi kavgalarına sermaye yapmaları ve bu yüzden bilhassa Ortadoğu’da milyonlarca insanın ölümünün, kalanların da hayatlarının cehenneme dönmesinin hem müsebbibi hem seyircisi olmalarına ne anlam vereceğiz?

Bence bunun iki önemli sebebi var:

Birincisi, “a” şıkkı; fosil yakıtlara göre tasarlanıp büyütülmüş onlarca, yüzlerce ‘çok uluslu’ denilen devâsâ enerji şirketleri var. Bir düşünün; bunlardan biri, geçtiğimiz yıllarda Meksika Körfezi’ndeki deniz dibi kuyusunda vukûbulan sızıntının etrafa verdiği tahribattan dolayı ‘otuz küsur milyar Dolar’ tazminat ödemeye mahkum edildi. Lütfen rakamı bir daha tahayyül edin, otuz küsur milyar Amerikan Doları!. Çerez parası gibi ödeyeceği tazminat meblağı bu olan bir şirketin yatırım/ekipman/personel ve diğer açılardan cüssesini varın siz hesap edin.

İşte; benim diyen devleti cebinden çıkaracak buna benzer yüzlerce şirketin yeni enerji çeşitlerine (temiz/hibrit yakıtlar, güneş/rüzgar enerjisi gibi) geçiş sürecini sorunsuz tamamlamaları için ciddi zamana ihtiyaçları olduğu kesindir. Petrol ve doğalgazın geriye kalan rezervleri suyunu çekene kadar bu süreci ancak tamamlayabilirler; büyüklükleri ve dolayısıyla atâletleri. sözkonusu değişikliğin öyle sabahtan akşama gerçekleşmesine imkan vermez.

Birincisi, “b” şıkkı; şirketlerin yapısal özelliklerine ilaveten, petrolün türevleri ve yan ürünleri üzerine kurulmuş, yine devâsâ bir ‘petrokimya’ endüstrisi var. Bunu ne yapacaklar?!

İkincisi; diyelim ki kendileri üstün bir gayretle fosil kaynaklı enerjiden temiz enerjiye geçişi çok kısa sürede gerçekleştirecek olsalar bile, bu yarışta geride kalan ülkelerin nefes borusunu ellerinde bulundurmak için yine de petrol/gaz kaynaklarının bulunduğu coğrafyalardan pis ellerini çekmeyeceklerdir. Aslında bugün şahit olduğumuz iğrenç iştahlarının belki de asıl sebebi budur.

Gerçekçi olmak gerekirse, Batı’nın başını çektiği gelişmiş(!) ülkelerin, dünyanın geri kalanına daha uzun müddet rahat yüzü göstermelerini beklemek hayaldir.

Peki bu durumda teklifimiz ve tedbirimiz ne olmalıdır? Çok basit: Bedavaya çıkacak bir çözüm önerim yok. Bana niyetini ve bu uğurda neleri göze alabileceğini söyle, sana ne yapabileceğini söyliyeyim!

SIDDIK S. ALTUNBAŞ
 Yorum Yaz    Tüm Yorumları Oku    Arkadaşına Gönder
 OKUYUCU YORUMLARI





Henüz Yorum Eklenmemiştir !

 Yazarın Son 20 Yazısı
 ÇAPSIZ ADAMLARLA BU MİLLETE "YAZIK" EDİYORLAR!
 MARAŞLI’NIN HAMÂSET CİLALAMAYA İHTİYACI VAR!
 MÜSLÜMAN YILBAŞI KUTLAR MI?
 ZEMİN KAYMASI!
 NE OLACAK BU MARAŞ'IN HALİ?
 SEÇİM SATH-I MÂİLİ
 GEZEN TAVUK
 KRİZLERİMİZ VE BİZ VE GELECEĞİMİZ
 15 TEMMUZ (MİLLET) DESTÂNI
 ETTEKRÂRÜ AHSEN
 ZORLU SEÇİMDİ
 İNSANDAN İNSANA ANLAMA ÜZERİNE BİR DENEME
 ATINI NALLADI FELEK!
 MARAŞ’A BİR DEMİRYOLU SEYAHATİNİN ARDINDAN
 KAHRAMANMARAŞ DONDURMA FESTİVALİ VE MADO MESELESİ
 BAYRAM VE KURBAN
 ‘BİZİM KURNAZ’ İÇİMİZDEN BİRİSİDİR!
 İSTANBUL’A DAMGA VURAN BİR MARAŞLI
 16 NİSAN SONRASI ÖNGÖRÜLERİM
 16 NİSAN; DEĞİŞECEKLER VE DEĞİŞMEYECEKLER
 

ANASAYFA | EKONOMİ | SİYASET | SPOR | BÜYÜKŞEHİR | ONİKİŞUBAT | DULKADİROĞLU | EĞİTİM | SAĞLIK | İŞ DÜNYASI | SİVİL TOPLUM | ASAYİŞ VE GÜVENLİK | ULUSAL HABERLER | KÜLTÜR&SANAT | GÜNCEL | İLÇE HABERLERİ | SOSYAL YAŞAM | K?NYE | ?LET???M

Copyright ©2005 - 2011 Maraş Times Haber Portalı
Rolex Replica Watches Rolex Datejust Replica Watches Rolex Daytona Replica Watches Rolex Submariner Replica Watches Rolex GMT-Master II Replica Richard Mille Replica Watches Rolex Replica Watches Rolex Air King Replica Watches Rolex Cellini Replica Watches Rolex Submariner Replica Watches Rolex Replica Watches