Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Poyraz'ı en çok yazan, en çok eleştiren, en çok çekiştirenlerdenim...
Bunu kimse inkâr etmez sanırım...
Çok zaman eleştirilerimin dozunu kaçırmış olsam da Allah'ı var hiç kırılmadı, darılmadı, küsmedi...
Poyraz hakkında yazmış olduğum yazıları dikkatlice okuyanlar, başkanın kendisinden çok kadrosunu oluşturanları eleştirdiğimi bilirler...
Danışman kimliği ile danışmanlık yapanların "danışmana" ihtiyacı olduğunu defalarca dillendirdim, mizahi bir dille de Tİ'ye aldım...
Onların kimler olduğunu benden daha iyi bilir Poyraz Başkan...
Uzakta değiller çünkü...
Bir adım ötesinde duruyorlar...
Elini uzatsa değecek pozisyonda oturuyorlar...
Ama sadece o-tu-ru-yor-lar.
Çok önemli bir mail aldım sıkı bir okurumdan... Aynen aktarıyorum,
"Canbolat kardeş, ben Sezai Morkoyun... Yaşın kaç bilmiyorum... Benim yaşım 59... Senden büyüksem gözlerinden öpüyorum... Sen benden büyüksen ellerinden öpüyorum... Bizler seni kendimizden biri olarak gördük, sevdik, inandık, bağrımıza bastık... Sen en değme Maraşlıdan daha Maraşlısın... Sıkı bir okurun olarak sana bilmeni istediğim çok önemli bir hususu hatırlatmak isterim... Mustafa Poyraz'a her şeyi yazdınız, çizdiniz... Küfür hariç her şeyi söylediniz... Olgunlukla karşıladı... Tek bir şeyi yazamadınız, O' da "Hırsız" olduğunu...
Çünkü "hırsız" değil... Çünkü dürüst, çünkü namuslu... İnsanız...
Beşeriz şaşarız... Kimin hataları olmuyor ki? Hatasız olan sadece Ulu Yaradan'dır... Canbolat kardeşim, sen yazıları ile Maraş Gündemini belirleyen üç beş gazeteciden birisin... Senin yazdıkların bu manada oldukça önemli... Lütfen dürüstten yana olun ve lütfen başkanımızı daha fazla yıpratmayın, yaralamayın... Varsa başka Mustafa Poyraz bulup koyalım yerine..."
Hepsini geçtim, "Varsa başka Poyraz bulup koyalım yerine" sözüne taktım...
İçi dolu bir kelam...
Bir o kadar manidar.
Şunun bilinmesini isterim, Mustafa Poyraz, kendisine yarar yerine, zarar veren, yanında "olsalar da olur olmasalar da olur gömleği" ile dolaşan bazı kişilerden arınsın alternatifsizdir...
O'nu devirmek şu aşamada çok zor gibi görünüyor...
Durum aynen böyle iken, Poyraz kendi gözüne kendi parmağını batırmayı sürdürüyor...
Yapacağı iş çok belli...
"Nedir o iş?" Derseniz... Söyleyeyim; "Sadece ama sadece Kahramanmaraş'ı, Kahramanmaraşlıları düşünen dürüst, insanlarla yola devam etmek, yollarını açmak."
Çok düşündüm... Vicdan muhasebesi yaptım... Şu gerçek ile karşılaştım...
-- Mustafa Poyraz'a her şeyi dedik...
-- Yağdık, gürledik...
-- Estik, kestik...
-- Neyi diyemedik?
"Hırsız" olduğunu.
Bu noktada Sezai Morkoyun'a katılmamak elde değil...
Katılıyorum...
İçine düştüğümüz hale de katıla katıla gülüyorum.