Emeklilerin koyun gibi meliyor olması kimin umurunda...
Esnafın kan ağlaması kimin umurunda...
Tüccarın bankalara olan borcu yüzünden kafayı yiyecek noktaya varması kimin umurunda...
Çiftçinin çift sürdüğü öküzden farksız durumda olması kimin umurunda...
Dul, yetim, fakir, fukaradan yükselen feryadı figanların dağları delen Ferhat'tan farksız olması kimin umurunda...
Gurabanın kurbağa sesi çıkarması kimin umurunda...
Gayb kimin umurunda...
Şark kimin umurunda.
Varsa yoksa vıcıklık,
Yalakalık,
Tek düzelik,
Düzenbazlık,
Düstursuzluk,
Taklacılık,
Taka tukalık,
Şaklabanlık,
Açmazlık,
Aymazlık,
Ayarsızlık,
Ahlaksızlık,
Ahalisizlik,
Gaydıraguplaklık,
Teslimiyetçilik,
Ve... Terbiyesizlik.
***
Yukarıdaki densizlikleri evlilik programlarında ziyadesiyle görüyoruz...
Adamlar (!) varsa yoksaları "yerseniz" türüne döndürmüş...
Tüm rezilliği ile gözler önünde olan "avcarlanmış fırıldaklıklar" neden görülmez?
Bu kendini bilmezlere söylenmesi gerekenler neden söylenmez?
Masaya yumruklarını indirecek olanlar nerede?
Ellerine geçirdikleri en küçük fırsatta millete fazilet dersi verenlerden neden ses çıkmaz?
Pasifliklerinin sebebi nedir?
"Pısırık duruş" kime ne fayda sağlar?
***
En kıytırık meselelere "geniş boyutlar" kazandıran zat-ı muhteremlerin yukarıda bahsettiğim derinliği "çok geniş" olan önemli konuda "konu mankeni" edasıyla podyumda yürümek istemelerini anlamakta ve algılamakta gerçekten zorlanıyorum...
Meseleye neresinden bakarsanız bakın, neresinden tutarsanız tutun, iki ucu boklu değnekten farksız...
İnsanı insanlığından utandıran, "Bu rezaletin sonu nereye varacak?"
Sorusunu sordurtan, çamurların oluşmasına katkı sunan, doğurganlıklar oluşturan, çaresizliklere "tavan" yaptırtan evlilik programlarının diğer tanımı; "Çöpçatanlık."
Adamlar (!) çöpü bile çatlatıyorlar anasını satayım...
Daha ne olsun.