Onikişubat Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile Halk Sağlığı Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) işbirliğiyle düzenlenen seminer, Mehmet Akif Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
KETEM Sorumlu Hekimi Ayşe Ayfer Gök tarafından verilen seminerde, kansere neden olan risk faktörleri, erken teşhisin önemi ve tedavi yöntemleri anlatıldı. Meme, rahim ağzı ve bağırsak kanserlerine ilişkin bilgiler veren Gök, amaçlarının korkutmak değil, korunma yöntemlerini anlatmak olduğunu söyledi.
Kadınların en önemli sağlık sorunlarının başında meme kanseri geldiğini dile getiren Gök, “Meme kanserinin önleyen en önemli etkenlerden birisi emzirme. Yani bebeğinizi ne kadar uzun süre emzirirseniz, bu kanser türünü önleme ihtimali o kadar artar. İkinci husus 30 yaş öncesinde bebek sahibi olmak. Bir diğeri de diğer tüm kanser türlerinde olduğu gibi dengeli beslenme ve haftada en az 3 kez egzersiz yapmak da kanseri önleyen adımlardır. Tabi bugün konuştuklarımızın eğitimde kalmasını istemiyoruz. Gelip taramalarınızı da yaptırın. Amacımız sizleri korkutmak değil, bilgi vermek ve nasıl korunacağını öğretmek. İnşallah bu anlattıklarımıza dikkat ettiğinizde huzurlu ve sağlıklı bir yaşam ile verimli bir çalışma hayatı sizleri bekliyor” ifadelerini kullandı.
Onikişubat Belediye Başkan Yardımcısı Havva Ece Saygaz ve Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Fatma Aktuğ’un da katıldığı seminer, soru-cevap bölümü ile son buldu.
MEME KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kanser riski de artıyor. 25 yaşında bu oran yüzde 5 iken, 75 yaşında yüzde 200’e kadar çıkıyor. Kadınlarda görülen kanser hastalıkların yüzde 30’u, yine kadınlarda kansere bağlı ölümlerin yüzde 16’sı meme kanseri nedeniyle meydana geliyor. Tüm meme kanserlerinin yüzde 1’inden azı ise erkeklerde oluşuyor.
Meme kanseri nasıl oluşur, nasıl tedavi edilir? Meme kanserinden nasıl korunuruz? Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Erkan Topuz yanıtlıyor.
Tarama mamografisi önemli!
Meme kanserine gelişmiş ülkelerde, az gelişmiş ülkeler ve Asya ülkelerine göre 5-6 kat daha fazla rastlanır. ABD’de 1950’lerde 20 kadından biri meme kanserine yakalanırken, 1970’lerde 13 kadından birinin meme kanserine yakalandığı, 2002 yılında ise her 8 kadından birinde meme kanseri görüldüğü biliniyor.
Meme kanserinde orta derecede risk faktörleri nelerdir?
1-Doğum kontrol hapı, doğumdan sonra östrojen veya östrojen-progestron kullanılması
2-Erken adet görülmesi, geç menopoza girilmesi
4-Yumurtalık kanseri, bağırsak kanseri ve rahim kanseri oluşması
5-Diyabetli olunması
Meme kanserinde yüksek risk faktörleri nelerdir?
1-Kadının 40 yaş üzerinde olması
2-Ailede genetik meme kanseri olması
3-Geçmişte meme kanseri varlığı
4-Memede atipik anormal hücre çoğalması
5-31 yaşından sonra doğum yapılması
Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
Memede kitle, meme kanseri olan kadınların en sık yakınmasıdır. Diğer belirtiler; memede büyüme ve asimetri, meme başı değişikliği, meme başının içeri çekilmesi veya meme başından kanlı veya renksiz bir akıntının gelmesi, deride ülserasyon, kırmızılık, ödem ve koltuk altında kitledir.
Meme muayenesi nasıl yapılır?
Meme muayenesinde, kollar yanda ve yukarıdayken yapılan muayenede memenin volümü, büyüklüğü, simetrisi, göğüs kasları üzerindeki hareketleri, renk değişikliği, çekinti olup olmadığı izlenir. Hasta oturur durumda koltuk altları hasta yatar durumda ise, memelerdeki kitle veya lenf bezi olup olmadığı araştırılır. Riski olmayan kadınlarda 20 yaşından itibaren, 2-3 yılda bir kez, 40 yaşından sonra ise yılda bir kez meme muayenesi gereklidir.
Meme kanseri nasıl erken teşhis edilir?
Tanı olarak yapılan mamografi, üç yönlü olarak çekilir. Verilen dozun meme kanseri riskini artırmadığı şimdilik kabul görüyor. Tarama mamografisi genellikle iki yönlü yapılır; memedeki şüpheli alan veya mikrokalsifikasyonlar 1,5 kat büyütülerek tanıya gidilmelidir. Ultrasonografi, mamografiden sonra en sık kullanılan tanı yöntemidir. Özellikle genç kadınlarda tercih edilir. Kistik ve solid kitle ayrımında önem kazanır. Genç kadınlarda, meme dansitesi (yoğunluğu) artmış olduğundan mamografiye büyük oranda yardımcı olur.
Meme kanserinden korunmanın yolları
1-Soya türevleri tüketmek
2-Keten tohumu kullanmak
3-Indol-3 Carbinol türevlerinden destek almak
4-Sütü azaltmak
5-Yoğurt, çökelek, yağsız peynir ve türevlerini bol tüketmek
6-D-Limon, biberiye ve enginar tüketmek
7-Arpa tüketmek
8-Yeşil çay içmek
9-Nar yemek
10-Retinoic Asid kullanmak
11-Citrus Pectin, yer fıstığı tüketmek
12-Elma kabuğu kuarsetin ihtiva ettiğinden pırasa ve soğan ile bol tüketmek
13-En az günde 5 fincan kahve içmek
14-Kilo almamak, yağlı ve hayvansal gıdalardan kaçınmak
Kemoterapi – hormonoterapi esnasında neler yapılmalıdır?
1-Greyfurt, St. Johns Wort (bir bitki), kantoron tamamen yasaklanmalıdır.
2-Kızıl yonca, şerbetçiotu, keten tohumu, soya yağı, östrojen olanlardan da uzak durulmalıdır.
3-Melekotu, yer elması, meyan kökü, zencefil, sarımsak, ginseng, kasımpatı az tüketilmelidir (Kumarin antitrombositte eki).
4-Yüksek doz maydonoz , hodan, karakafes, öksürük otu ekinesia alınmalıdır.
5-Kaplanboğan otu (dijital ihtiva eder), ginseng, akdiken meyan kökü, kardiotoksik az tüketilmelidir.
6-L-karnitin, Koenzim, Q10, Omega-3, Maitace, Sharkliver-oil kullanılabilir.
7-Zencefil düşük doz alınabilir, akupunktur bulantılara yardımcı olur.
8-Taksan tedavisinde, nöropatiye (sinir sistemi hasarı) karşı L-glutamin günde 10 gr üstü nörotoksisiteyi (zehirli maddenin sinir sisteminin normal çalışmasını olumsuz yönde etkilemesi) azaltır.
9-Mukozitte ağız bakımı, buz tabletler, diyabet dondurma, karbonatlı su, papatya özü, karadut şurubu, TRUMMEEL (bitki özleri) tercih edilmelidir.
10-Radyasyon esnasında maydonoz, bergamut, patlıcan, incir, asitli gıdalar az tüketilmelidir.
11-Aloe vera sabunundan daha iyi koruyucu sabun (zeytinyağlı, defne yapraklı sabunlar) kullanılmalıdır.
12-Çamaşırlar zeytinyağlı, defne yaprağı gibi sabunla yıkanmalı, bulaşık makinalarına dikkat edilmelidir.
13-Marigod (Clendela) çiçeği dermatitten (egzema) koruyucu ve tedavi edicidir.
14-İleri derece zayıflama halinde omega-3 (balık yağı) günde 2-3 gr alınmalıdır.
15-Maitake, likopen, bitter çikolata takviye edilmelidir.
16-Katı yağlar, katkı maddeli gıdalar, beyaz un, aşırı şeker tüketiminden kaçınılmalıdır.
17-Balık, kırmız et (haftada 2 kere), hindi, av hayvanları, yumurtanın beyazı, avokado, ananas, limon kabuğu, yeşil çay, böğürtlen, domates, kara erik, kara üzüm, kara kayısı, karadut, havuç, biberiye, karahindiba, fesleğen, kuşkonmaz, ısırgan yaprağı, probiyotik yoğurt, yağsız beyaz peynir, çökelek yenmelidir.
18-Her türlü sebze ve meyve, elma sirkesi veya zeytinyağlı sabun ile dezenfekte edilmelidir.
19Hormon tedavisi esnasında; Tamoxifen alınırken bir bebek aspirini, yeşil çay, böğürtlen çayı kullanmalı, soya maddelerinden, keten tohumu yağından kaçınmalıdır.
20-Aromatoz inhibitörü, kalsiyum, omega-3, D vitamini, sarımsak, Boswelion (Hint tütsüsü) kullanmalıdır.
Kemoterapi sonrası neler yapılmalıdır?
1-Zayıflatıcı ilaçlar kesinlikle kullanılmamalı, kilo kaybı için yeşil çay (kapsül ve çay), lahana, Bromalein, Boswelian bitkileri tüketilmeli.
2-Kilo verme her ay 1-1,5 kiloyu geçmemeli. Kilo için, Metformin kullanılabilir.
3-Spor, müzik, dans, hobiler, yoga önem kazanmalıdır.
4-Kol ödemini azaltmak için ödem azaltan cihazlar, at kestanesi ekstresi, yaban mersini, selenium, bromalein kullanılabilir.
Kaynak: pembenar |