Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi basın mensuplarıyla bir araya gelen CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, değerlendirmede bulundu.
İl Başkanı Esat Şengül İle birlikte basın mensuplarıyla bir araya gelen Özbolat, seçilecek cumhurbaşkanın tarafsız olması gerektiğini vurguladı ve partisinin desteklediği Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun mütevazı bir kampanya yürüttüğünü belirtti.
Başbakan Erdoğan’ın devletin imkânlarını kullandığını öne süren Özbolat, "Cumhurbaşkanı ilk defa halkoyuyla seçiliyor. Parlamenter sistem açısından çok önemli. Şu an 3 aday yarışıyor. Bizim gönlümüzde yatan, cumhurbaşkanın tarafsız olması. O yüzden bu kampanya döneminde siyasi partiler yerine adayların kendi yapacakları icraatlarını anlatması çok önemli. Bizim adayımız başbakan gibi devletin imkanlarıyla, sahte plakalar kullanarak, makam arabalarını kullanarak ya da devletin valilerini, kaymakamlarını, bakanlarını kullanarak değil kendi bütçesiyle mütevazi bir seçim çalışması yürütüyor" şeklinde konuştu.
DIŞ POLİTİKADA ADI YOLSUZLUĞA KARIŞAN BİR CUMHURBAŞKANI İTİBAR KAYBINA NEDEN OLUR
Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Türkiye’nin dış politikada itibar kaybedeceğini kaydeden Özbolat şunları dile getirdi: "Türkiye’de yolsuzluğa bulaşmış bir başbakanın Cumhurbaşkanı olması belki iç siyasette idare edilebilir. Çünkü utanma duygusunun az olduğu bir dönem yaşıyoruz. Türkiye için kabul edilebilir ama dış politikada ve dünyada adı yolsuzluğa bulaşmış bir cumhurbaşkanının Türkiye açısından büyük bir itibar kaybına neden olacağını düşünüyorum."
DEVRİMCİLER FİLİSTİN'DE ŞEHİT OLMUŞTUR
Başbakan’ın sahte kabadayılıklarla İsrail’le olan ilişkilerini örtmesinin mümkün olmadığını ifade eden Özbolat, devrimcilerin 1980’li yıllarda İsrail’le Filistin mücadelesi için savaşarak şehit olduğunu kaydetti.
Başbakan’ın, Amerikan Yahudi Kongresi'nin verdiği Cesaret Ödülü’nü geri vermemesini ilginç bulduğunu söyleyen Özbolat, "Benim geleneğimden gelen bütün devrimciler Filistin’e gitmiştir, İsrail’e karşı savaşmıştır. Ben de o sürecin içerisinde olanlardan biri olarak 80’li yıllarda Filistin halkının yanında olmak için Filistin’e gidip savaşmak isterken yakalandım. Birçok arkadaşımız da Filistin’de şehit olmuştur. Filistin herkesin desteğini alarak bugün devlet olmuşken ne yazık ki bu gün en az desteği veren Araplar olmuştur. İsrail’den devlet nişanı alıp İsraillilerin toplanıp geri sana verdiğimiz nişana layık değilsin diyene kadar başbakanın o nişanı vermemesi de çok ilginçtir. Bizim Cumhurbaşkanı adayımızda Filistin halkına verdiği katkıdan dolayı Mahmut Abbas tarafından nişana layık görülmüştür" ifadelerini kullandı.
Özbolat, Cumhurbaşkanı seçimlerinin ardından erken seçimin kaçınılmaz olacağını da sözlerine ekledi.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Özbolat, önceki gün Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın IŞİD'in elinde bulunan rehinelerle ilgili açıklamasına değindi.
Türk diplomatların seçime malzeme edilmemesini isteyen Özbolat, "Bu senaryoyu daha önce de gördük. Tam seçim döneminde, ya da buna benzer dönemlerde ateşkes anlaşmaları yapmak, Oslo’da görüşmeler yapmak, Kandil'de görüşmeler yapmak, hiçbir şey olmamış gibi İsrail’le, Amerika’yla görüşmeler yapmak, vatandaşa biz böyle işler yapıyoruz diye... Eğer IŞİD seçimlerden önce o rehineleri bırakırsa ve hükümet bunu bir şova dönüştürürse o zaman ortak çalışıyorlardır. Birbiriyle haberleri var. Onların serbest bırakılması bir dakika bile gecikmeden olmalı ama bunu bir seçim malzemesi yapmak alçaklıktır. Alçaklıktır IŞİD’e ortak olmak." diye konuştu.
Konuşmasında Suriye’de yaşanan gelişmelere de değinen Özbolat, IŞİD’in bölgedeki oluşumunda Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun etkili olduğunu savundu.
"IŞİD örgütünü Başbakan ve Davutoğlu’nun yanlış politikaları yarattı" diyen Özbolat sözlerine şöyle devam etti: "Dünyada yalnızlaşmış bir Türkiye var. Dış politikamız iflas etmiş vaziyette. Musul’da rehin alınan 49 diplomatımız ve polisimizden bir haber yok. Ne durumda olduklarını bilmiyoruz. IŞİD gibi bir örgütü ne yazık ki Başbakan'ın ve Davutoğlu’nun yanlış politikaları yarattı. El Nusra, Özgür Suriye ordusu gibi kendi ülkelerinde terörist kabul edilen örgütleri MİT ile destekleyerek, TIR'lar dolusu silahlar göndererek IŞİD yaratıldı, şimdi IŞİD insanların boğazını kesiyor, kurşuna diziyor ve Kabe'yi yıkacağını söylüyor. Böyle bir örgüte terör örgütü demeyen, onları koruyup kollayan bir başbakanın Türkiye’yi gelecekte çok büyük bir kaosa ve karanlığa götüreceği açıktır. Bunu üzülerek söylüyoruz çünkü şu an rehin olan diplomat bir tek Türkiye’ninki. Musul’da gelişen tehlike karşısında dünyanın bütün diplomatları kendi ülkeleri tarafından tahliye dilmiştir. Bir tek Türkiye diplomatlarını çekmemiştir. Bunun sebebi korudukları IŞİD’in diplomatlarımıza bir zarar vermeyeceğiydi.”
|