Malum, daha dumanı tüten geçen haftaki yazımın başlığı “Takdir Dilimize Yapışmaz!” idi. Elini ılıktan soğuğa vurarak bir iyilik yapanı ya da iyi bir iş yapanı takdir ve teşvik etmenin faziletlerinden bahsettik. Bu hafta da müsaadenizle bunu misallendirelim.

Ve yine malumdur ki, Türkoğlu ilçemiz yakın zamana kadar gerek nüfus gerekse gelişmişlik ve sosyal-kültürel seviye bakımından diğer ilçelerimize kıyasla oldukça sönük kalıyordu; hem de fiziki konumu ve ulaşım rahatlığı bakımından şehir merkezine en yakın ilçemiz olmasına rağmen bu böyleydi. Bunun sebepleri üzerinde uzun uzadıya tahliller yapılabilir ama esas konumuz bu değil, bunu şimdilik bir kenara koyalım.

Ve yine bilindiği gibi geride bıraktığımız haftanın son günlerinde Türkoğlu’nda uluslararası, evet yanlış okumadınız “uluslararası” bir etkinlik düzenlendi. İçerik ve organizasyon itibariyle yakından görme imkanım olmadı, takip eden dostlar işin bu yönünü daha iyi değerlendirecektir; ben meselenin genele mâtuf başka bir yönüne temas etmek isterim.

Kanaatimce Türkoğlu Belediyesi ve onun genç reisi Sn. Osman Okumuş fevkalade önemli bir başarıya imza atmıştır. Başkan’ı ve onun şahsında katkısı olan herkesi cân u gönülden tebrik ediyorum. Onlarca ülkeden yüzlerce katılımcıyı ve sporcuyu Türkoğlu gibi bir yerde biraraya getirmek, yüksek tempolu bir etkinliği organize etmek ve sağ salim sonuçlandırmak hiç kolay bir iş değil. Gördüğüm kadarıyla bu zorlu işin altından kalkılmıştır.

Okuyucularım bilecektir, yazılarımda şahıs ya da doğrudan kurum ismi zikretmekten hep kaçınmışımdır. Ama iyi ve doğru olduğuna inandığım bu çapta kotarılmış işler olduğunda durum değişir ve Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek vecibe haline gelir. Bence Türkoğlu özelinde bu çizgi devam ettirilirse Sn. Başkan’ın hep dillendirdiği “Türkoğlu’nu cazibe merkezi haline getireceğim” vaadi de yerde kalmayacak gibi gözüküyor. Dilerim buna muvaffak olur.

Bu vesileyle, muhtelif yazılarımda dikkat çektiğim birkaç konunun altını kısaca yeniden çizmek istiyorum:

Birincisi, Maraş’ın kalkınma yükünün ağırlıkla merkez ilçelerde toplanması yerine olabildiğince kırsal alanlara da nüfuziyet sağlayan bir kalkınma şeklinin benimsenmesi önerimdi. Türkoğlu’nda yapılan bu faaliyeti ve diğer fiziki yatırımları bu bağlamda yerinde ve önemli buluyorum. Diğer ilçe ve beldelere de örnek teşkil etmelidir.

İkincisi, bu ve benzer ataklarla cazibe merkezi olmanın bir riski vardır; cazibe her zaman iyi ve güzel şeyleri cezbetmez, bunun yanında rant ve imar istismarlarını da cezbeder, doymak bilmez iştahları da kabartır. Eğer bugün bu faydalı ve güzel şeylere imza atanlar, görevi bıraktıktan sonra da ilâ-nihâye hayırla yad edilmek istiyorlarsa bu istismarlara göğüslerini siper etmek ve geçit vermemek durumundadırlar. Asıl zor olan budur ve asıl o zaman alkışlanmayı hakederler. Hele de Türkoğlu gibi henüz bu olumsuzluklarla fiilen tanışmamış bir ilçe için bu hayati önem taşır. Bu anlamda ilçenin geleceğinin de özellikle imar, şehircilik, yapılaşma ve fiziksel yatırımlar bakımından kılı kırk yaran hassasiyetle ele alınması ve bilhassa dikey yapılaşmaya ciddi sınırlamalar getirilmesi ihmal edilmemesi gereken hususlardır.

Üçüncüsü, Türkoğlu ilçesi sakinleri nezdinde her vatandaşa önerimdir. Zaman zaman sosyal medyada vatandaşın yetkililerden taleplerini okuyorum, herkes gicişen yerini kaşıyor, kimi asfalt istiyor, kimi başka hizmetleri bekliyor. Bunların çoğu da “acil koduyla” isteniyor!. Dikkat edilmesi gereken nokta şu; hizmet alanı genişledikçe, özellikle altyapı hizmetlerini her yere anında ulaştırmak mümkün olmaz. Eğer canıyanmışlığın getirdiği sabırsızlıkla çok acele edilirse verilecek hizmette kusurluluk oranı yükselir, bu da size sel, baskın, çökme v.s. gibi istenmeyen fatura olarak geri döner. Aman ha buna dikkat!. Elbette hakkınız olan hizmeti isteyin ama o hizmetlerin aklın, ilmin ve tekniğin gereklerine en uygun şekilde yapılmasını da isteyin ve bunun için dört elif miktarı sabretmeyi de göze alın; aksi takdirde bir sevinir beş üzülürsünüz.

Asıl konumuza dönersek; aylar önce Türkoğlu’nda geleneksel okçulukla ilgili bir yapılanmanın olduğunu öğrendiğimde doğrusu, “bunun olması yetmez, etkili bir şekilde tanıtılmazsa çok da anlam ifade etmez” düşüncesinin aklımdan geçtiğini hatırlıyorum. Sn. Başkan Okumuş bu festivalle turnayı gözünden vurarak bu düşüncemin yersiz olduğunu gösterdi. Takdir ve tebrik ediyorum

Henüz Yorum Eklenmemiştir !